Peygamber Efendimiz'in Ümmiliği Ne Demektir? Buna Dair Ayet Ve Hadis Var Mıdır? Efendimiz'in, Ömrünün Son Zamanlarında Okuma Ve Yazmayı Öğrendiği Söyleniyor, Bu Doğru Mudur?
Değerli Kardeşimiz;Ümmi: “Dünyevî Bir Tahsil Görmemiş Olan” Demektir.Ümmeti, Bu Ümmiyetteki İnceliği Çok İyi Kavramış Olmalı Ki, Bilhassa Teravihlerde Salâvat Getirirlerken, O Resul-İ Kibriyayı (Asm.) Bu Vasıfla Yad Ederler: Nebiyy-İ Ümmî.O Nebiyy-İ Ümmî (Asm) Kötülük Namına Bir Şey Bilmezdi. Dünyanın Bütün İhtiraslarından, Hilelerinden, Tuzaklarından Beriydi. , Onu Lekesiz, Tozsuz, Parlak Bir Ayna Olarak Hazırlamış, Terbiye Etmişti. İşte “Ümmiyet” Denilen Bu Sâfiyet Aynasında Vahiy Tezahür Etti.“Sanki O Zat, Vahy-İ İlâhînin Makesi Olan Masum Ruhuyla Zaman Ve Mekânı Tayyederek, O Zamanın En Derin Derelerine Girmiş Ve Gördüğü Gibi Söylemiştir.” (1)
Âlemlerin Rabbi, O Şanlı Peygamberini Kimseye Talebe Etmedi. İlâhî Takdiriyle Buna Engel Oldu. Bu Okuma Tehir Edildi; Tâ “Oku” Emri Gelinceye Kadar. Bu Emri Alan O Nebiyy-İ Ümmî (Asm.), İnsanlık Âlemine Kur'an'ı Tâlim Etti; Kâinat Kitabını Rabbinin İsmiyle Okudu. Ondaki Hikmetleri, İnce Mânâları, Gayeleri Anlattı. İnsanın Mahiyetini, Hakikatini, Vazifesini Öğretti.
O, Rabbinin Lütfuyla Âhireti, Arşı, Levh-İ Mahfuzu Okurken, Müşrikler Kendi Yaptıkları Putlara Tapmakla Meşgûldüler. Ne Kâinatı Okuyabiliyorlardı, Ne Kendilerini, Ne De Yaptıkları Putları. Okuyabilselerdi, Kendilerini O Taşlara İsnat Etmezlerdi. Onların Okur Yazarları En İnatçıları, En Cahilleriydi.
İslâm'ın “Oku” Emrini İyi Anlamaz Ve Doğru Değerlendirmezsek, Okula Gitmeyen Bütün Müminleri İslâm'ın Bu Kati Emrine Âsi İlân Etmemiz Gerekir. Bu İse Mümkün Değil... Kâinatı Ve Kur'an'ı, 'ın İsmiyle, En Mükemmel Şekilde Okuyan O Nebiyy-İ Ümmî'nin, Kendi Heva Ve Hevesiyle Konuşmadığını, Kur'an Bize Haber Veriyor, Yâni Taahhüt Ediyor. Her Sözü, İlâhî İradeye Bağlı Olan O Şanlı Nebi, Artık Kimden Ne Okuyacaktı?
(1) Bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 23 Ve 24. Ayetlerin Tefsiri.
Değerli Kardeşimiz;Ümmi: “Dünyevî Bir Tahsil Görmemiş Olan” Demektir.Ümmeti, Bu Ümmiyetteki İnceliği Çok İyi Kavramış Olmalı Ki, Bilhassa Teravihlerde Salâvat Getirirlerken, O Resul-İ Kibriyayı (Asm.) Bu Vasıfla Yad Ederler: Nebiyy-İ Ümmî.O Nebiyy-İ Ümmî (Asm) Kötülük Namına Bir Şey Bilmezdi. Dünyanın Bütün İhtiraslarından, Hilelerinden, Tuzaklarından Beriydi. , Onu Lekesiz, Tozsuz, Parlak Bir Ayna Olarak Hazırlamış, Terbiye Etmişti. İşte “Ümmiyet” Denilen Bu Sâfiyet Aynasında Vahiy Tezahür Etti.“Sanki O Zat, Vahy-İ İlâhînin Makesi Olan Masum Ruhuyla Zaman Ve Mekânı Tayyederek, O Zamanın En Derin Derelerine Girmiş Ve Gördüğü Gibi Söylemiştir.” (1)
Âlemlerin Rabbi, O Şanlı Peygamberini Kimseye Talebe Etmedi. İlâhî Takdiriyle Buna Engel Oldu. Bu Okuma Tehir Edildi; Tâ “Oku” Emri Gelinceye Kadar. Bu Emri Alan O Nebiyy-İ Ümmî (Asm.), İnsanlık Âlemine Kur'an'ı Tâlim Etti; Kâinat Kitabını Rabbinin İsmiyle Okudu. Ondaki Hikmetleri, İnce Mânâları, Gayeleri Anlattı. İnsanın Mahiyetini, Hakikatini, Vazifesini Öğretti.
O, Rabbinin Lütfuyla Âhireti, Arşı, Levh-İ Mahfuzu Okurken, Müşrikler Kendi Yaptıkları Putlara Tapmakla Meşgûldüler. Ne Kâinatı Okuyabiliyorlardı, Ne Kendilerini, Ne De Yaptıkları Putları. Okuyabilselerdi, Kendilerini O Taşlara İsnat Etmezlerdi. Onların Okur Yazarları En İnatçıları, En Cahilleriydi.
İslâm'ın “Oku” Emrini İyi Anlamaz Ve Doğru Değerlendirmezsek, Okula Gitmeyen Bütün Müminleri İslâm'ın Bu Kati Emrine Âsi İlân Etmemiz Gerekir. Bu İse Mümkün Değil... Kâinatı Ve Kur'an'ı, 'ın İsmiyle, En Mükemmel Şekilde Okuyan O Nebiyy-İ Ümmî'nin, Kendi Heva Ve Hevesiyle Konuşmadığını, Kur'an Bize Haber Veriyor, Yâni Taahhüt Ediyor. Her Sözü, İlâhî İradeye Bağlı Olan O Şanlı Nebi, Artık Kimden Ne Okuyacaktı?
(1) Bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 23 Ve 24. Ayetlerin Tefsiri.