Deist Ve Ateistlere Cevaplar

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Kur'an-ı Kerim'in 7 Harf Üzerine İndirilmesi Ve 7 Farklı Kuran İddiası Hakkında

    Admin
    Admin
    Efendi Hazretleri
    Efendi Hazretleri


    Mesaj Sayısı : 92
    Puan : 240
    Kayıt tarihi : 03/08/10
    Yaş : 43
    Nerden : İslambol İnşaAllah

     Kur'an-ı Kerim'in 7 Harf Üzerine İndirilmesi Ve 7 Farklı Kuran İddiası Hakkında Empty Kur'an-ı Kerim'in 7 Harf Üzerine İndirilmesi Ve 7 Farklı Kuran İddiası Hakkında

    Mesaj tarafından Admin Salı Eyl. 14 2021, 21:02

    Bu İddia Ateistler Ve Deistleri Tarafından Muhtelif Yerlerde Ve Sayfa Ve Forumlarda Dillendirilmektedir.

    Soru; Ömer, Bir Gün Hekimoğlu Hişam'ın Furkan Suresini Bilinenden Farklı Bir Şekilde Okuduğunu Duyar Ve Bu Durumu Muhammed'e Bildirir.. Muhammed Surenin Farklı Okunmasından Rahatsız Olmaz Ve Kuran Böyle İndirilmiştir Deyip, Ardından Kuran 7 Harf Üzerine İndirilmiştir Diye De Ekler.. Bu Hadisten Anladığımız Kadarıyla 7 Farklı Kuran'ın Olması Lazım Ama Bugün Elimizde 1 Kuran Var..Geri Kalan 6 Kuran'a Ne Olmuştur?

    El Cevap: Ateistler Tarafından Deniliyor ki: “Bu Hadisten Anladığımız Kadarıyla 7 Farklı Kuran'ın Olması Lazım Ama Bugün Elimizde 1 Kuran Var”

    Öncelikle Ateist Birisi Burada Bunu Anladığımız/Anladığım Kadarıyla Diyemez/Siniz !... Çünkü; Bu Gibi İslam’i İlimlerin Istılah Konusu Olan Tüm Meselelerde Bir Usül Bir Kaide Belirtilmiştir. Buna Uyulmaması Durumunda da Yanlış Sonuçların Ortaya Çıkması Doğaldır. Siz İlk Gömleğinizin Düğmesini Kaydırırsanız Ve Yanlış Yerden İliklemeye Başlarsanız Sona Geldiğiniz de İki Yakanız Bir Araya Gelmez. Aynen Bunun Gibi de İslam’i İlimleri Veya İslami Bir Meseleyi Yorumlamadan Önce O İslami İlim Dalında O Meseleye Vakıf Ve Mesele Hakkında Usül Öğrenmeniz Gereklidir.. “Usulsüzlük, Vusulsüzlük Doğurur” Veya “Vusulsüzlüğümüz, Usulsüzlüğümüzdendir.”Demiştir Üstadlar. Bir Maksuda , Bir Hedefe Ulaşamamanın Nedeni; Maksada Ulaşmak İçin Gerekli Yöntem Ve Metoda Uyulmamasındandır. Usul, Hem İslami İlimlerde Ve İslami İlimlerin Alt Dallarında Hem de İslami İlimlerin Dışındaki Pozitif İlimler Dediğimiz İlimler İçinde Geçerlidir.

    Misalen : “Çanakkale Bölgesi'ne Topçu Çıkarması” şaşkın Diye De Formüle Edilen 4 İşlemde Soruyu Çözmeye Başlamadan Önce Bir Metod , Bir Usül Belirlenmiştir ( Önce Paranteziçi, Üslü-Köklü Çarpma-Bölme Ve Toplama-Çıkarma Yapılır. Çoklu İşlemlerde İşlem Soldan Sağa Olacak Şekilde Devam Eder.) İşlem Sırasına Riayet Edilmezde Herkes Aynı Sorudan Binbir Farklı İşlem Sonucu Çıkaracağı Gibi

    Aynen Öyle de:

    Nasıl Kur’an Okumadan, Ayetlerin Kelime Manalarını Yorumlamadan Önce Usul-U Nahiv Ve Sarf Eğitimi Alır, ,Manasını Anlamak İçin Usül-Ü Tefsir Okur , Hadisten Evvel Hadis Usulünü; Fıkıhtan Evvel Fıkıh Usulünü, Ve Kelam İlmi Öğrenmeden Kelam Usulünü Bilmek Şarttır. “Zira Usul Bilmeyenin İlmine İtibar Edilmez.” Basit Bir 4 İşlem İçin Bile Bir Metod Bir Usül Belirlenmişken İşte İnsan, Cenab-I Hakk'ın Böyle Antika Bir San'atıdır Ve En Nazik Ve Nazenin Ve Bir Mu'cize-İ Kudretidir Ki; İnsanı, Bütün Esmasının Cilvesine Mazhar Ve Nakışlarına Medar Ve Kâinata Bir Misal-İ Musaggar Suretinde Yaratılmış Olan İnsanı Yazan Kuran Ve Onu Anlatan Hadis Ve Onu Yaşayan Sünneti Seniyeyi İlgilendiren Bir Meselede Nasıl Usülsüz Metodsuz İş Görülebilir? Hatta Bu Yargı Haddi Zatında Bütün İlimler İçin Geçerlidir.

    Ama Bu İlimlerin İçinde Hele De Konu, Allah C.C.’a (Cc) Vuslat Olursa Mesele Daha Da Ciddidir. Çünkü Yol Uzun Ve Tehlikedir. Elinizde Uzakları Yakın Eden Kur’an-ı Kerim Gibi Bir Hakikat Teleskopu ,Ufak Ve İnce Meseleleri Büyük Eden Hadis-i Şerif Gibi Bir Mikroskop İle Bakılmalıdır. Yoksa O Yolun Tehlikesi, Metotsuzluk Ve Yolda Şeytanın Veya Şeytani Düşüncelerin Etkisinde Kalmak Suretiyle Meydana Gelecek Olan Maddi Ve Manevi Hatalar, Yanlışlar Ve Manevi Yaralar , İnsanların Kafalarının Karışmasına Sebebiyet Verir. Metodu Ve Yol Güvenliğini Bilen Refik Olmadan Vuslata Kalkışılırsa, Allah C.C.’ı Bulayım Derken Allah C.C.’tan Olma Da Vardır İşin Sonunda. En Büyük Tehlike De Budur. Ateist Ve Deistlerin Düştüğü Gaflet Çukuru da Tam da Budur !
    Bir Misal Verecek Olursak ;

    “Hem Meselâ, Bir Vakit Huzûr-u Nebevîde Derin Bir Ses İşitildi. Resûl-İ Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ferman Etti Ki: ‘Bu Gürültü, Yetmiş Seneden Beri Cehennem Tarafına Yuvarlanan Bir Taşın Bu Dakikada Cehennemin Dibine Yetişip Düşmesinin Gürültüsüdür.’ Bu Garip Haberden Beş Altı Dakika Sonra Birisi Geldi, Dedi: ‘Ya Resûlallah, Yetmiş Yaşında Bulunan Filân Münâfık Vefat Etti, Cehenneme Gitti.’ Peygamberin Yüksek Belîğâne Kelâmının Te’vîlini Gösterdi.”

    Öyleyse Âyet Ve Hadîslerin Tefsîrinde Ve Açıklanmasında Bu Noktaların Göz Önünde Bulunması Gerekir. Çünkü İçtihâd Ve Tecdîd Meselesinde Ehliyet Ve Selâhiyet Gerekir. Herkes Bu Konuda Ehliyet Sahibi Değildir. Onun İçindir Ki Bir Sözü; “Kim Söylemiş? Kime Söylemiş? Ne İçin Söylemiş? Ne Makâmda Söylemiş?” Temel Kâidesi Dikkate Alınmalıdır. Evet, Kelâmın Tabakâtının Ulvîyeti, Güzelliği Ve Kuvvetinin Menbâı Şu Dört Şeydir: “Mütekellim, Muhatap, Maksat Ve Makâm.

    Aslında Bu Meselelere Yaklaşan Kişilerde Büyük Bir Art Niyet Vardır. Çünkü Bu Meseleye Gelinceye Kadar Kişinin Kur’an-ı Kerimi Almamış, Okumak İçin Bir Hocaya Gitmemiş, Okumamış, Okuyup Anlamak İçin Arapça Nahiv Ve Talim Öğrenmemiş Üzerine Namaz Kılmayan Birisi Bu Konuyu Araştırmak için Değil Fitne Çıkarmak İçin Bunu Gündeme Getirmektedir. Esasen Bu Mevzu -Diğer Kıyas Kabil Olacak Meseleler- Işığıyla Ayetle,Hem de İslam Tarihi İle Gelen Süreçte Cevaplanmış Bir Sualdir. Basit Bir Google Araması Bile Doğru Bilgiye Ulaşmak İçin Yeterlidir. Daha Büyük Vahamet İse Bu Sorunun Ateistler-Deistler Tarafından Dile Getirilmesidir. Kendi Davalarının İspatı Olan Bir Soru Değil de İslam’i Bir Meseleyi Ve Çözülmüş İfade Edilmiş Bir Meseleyi Gündeme Getirmeleri Kendi Davalarının Ne Kadar Batıl Ne Kadar Çürük Olduğunun Kanıtıdır !

    Ayet Cihetiyle :

    Nisâ’ Sûresi’nde De Bu Noktaya Bakan Âyet Şöyledir: “Hâlbûki, Bu Haberi Yayacak Yerde Peygambere Ve Mü’minlerden İhtisâs Ve Selâhiyet Sahibi Kimselere Müracâat Etselerdi, Elbette O Kimseler, Hüküm Çıkarmaya Ehliyetli Olanlar İşin Doğrusunu Bilirlerdi.” Nisa Suresi.83 Ayeti Kerime. Usul-ü Tefsir Ve Usul-ü Kelam Ve Usül-ü Siyer Ve Usül-ü E Hadis Ve Usül-ü Fıkıh Okumadan İslami Meselelerde Bir Tedrisat ve Eğitim Almadan Bir İcazet Ve Ehliyet Sahibi “ Olmadan” Değil Sadece İslami Meselelerde Hiç Bir İlim Ve Bilim Dalında Yorum Yapamazsınız. Yaparsanız Vebale Girersiniz Veya Çok Aldanır Çok Aldatır Çok Cahil Olduğunuzu Gösterirsiniz .

    Misal: Benim Muhteşem Son Model Bir Arabam Olsun. Ama “Ehliyetim Olmasın”. Sizin De Muhteşem Bir Araba Bilginiz Olsun Hatta Arabaları Söküp Birleştire Bilecek Kadar Üstadı Azam Olun , Sıfırdan Bir Araba Yapma Kabiliyetine Sahip Olsanız Ama “Ehliyetiniz O L M A S A” Farz Edelim. Şimdi Trafikte Biz Yol Alırken Tamamen Benim Haksız Olduğum Bir Şekilde Size “Ben” Çarpsam Ve Kaza Yapsak. %1000 Hatalı Benim. Ve Polis Gelse Kime Ceza Verir? %1000 Ben Hatalı Olsam Bile Size Cezayı Keser ! Neden? Çünkü Ehliyetiniz Yok!.. Doğru Bile Haklı Bile Olsa Ehliyetiniz Yok! Gene Suçlu Siz Olursunuz ! Aynen Öylede İslami Meselelerde Google’dan Ayet Aratıp Veya Kendi Kafanıza Göre Meseleleri Yorumlamak Ne Haddimizdir Ne De Hakkımızdır. Sen Hangi İlme Hangi Tedrisata Ve Hangi “Ehliyete” Göre Çıkıp Ayetleri Hadisleri Veya İslam Tarihini Yorumluyorsun Muhterem Kardeşim ?

    Konuyla İlgili Hadis-i Şerifin Asıl Adı “Ahrufu’s Seb’a” Olup Bu Mesele Müslümanların Cevap Veremediği Bir Mesele Olmayıp 1500 Senedir Bilinen Pekala Cevabı Olan Bir Meseledir !.. "El-Ahrafu's-Seb'a" Terkibini Açıklayacak Olursak : El-Ahruf Kelimesi, Harf'in Çoğuludur. Harf: Bir Şeyin Ucu, Sivri Ve Keskin Yanına Denir. Hecâ İşaretlerinin Her Birine De Bu İsim Verilmiştir. Harf İse Kıraat Mânasınadır . Meselâ İbn Mesud'un Harfi Demek, İbn Mesud'un Kıraatı Demektir !... İbn-i Mesud’un Kur’an’ları Demek Değildir !... Es-Seb'a İse, "7" Demektir.

    Ancak Burada "Yedi" Den Maksadın Ne Olduğu Hadis Usulünü Okumayan Hadis Alimi Olmayanın Okuyup da Yorum Yapmak Sureti İle Hüküm Çıkarmak Ne Haddidir Ne de Hakkıdır !... Burada İslam Alimleri Hem O Zamana Hem de Bu Asra Hitap Eden Bir Çok Cami Geniş , İnce Ve Derin Manalar İle İfade Etmişlerdir Kİ Her Asırda Her Müslüman Nasipsiz Kalmasın. Bu da İslam’ın Geniş Rahmetini Ve İslam’ın İlmi Noktadaki Zenginliğini Göstermektedir.

    Misal: Nasıl ki Bir Bina İnşaa Ederken 10 Farklı Müteahhit İnşaat İçin 10 Farklı Yorum Getirmesi O İlmin Zenginliğidir , İnşaat İlmi Yok Veya Uydurma Veya Müteahhitlerin Bir Dediği Diğerini Tutmuyor Demek Ahmaklıktır, Nasıl ki Bir Hasta Hakkında 10 Farklı Doktorun 10 Farklı Hastalık Teşhisi Koyması Tıp İlminin Bir Zenginliğidir Ve Tıp İlmi Yok Veya Uydurma Veya Doktorların Bir Dediği Diğerini Tutmuyor Demek Ahmaklıktır Ve Nasıl ki Aynı Dava Hakkında 10 Farklı Avukatın 10 Farklı Yorumu İle Dava Hakkında Görüş Belirtilmesi O Hukuk İlminin Zenginlidir Ve Hukuk İlmi Yok Veya Uydurma Veya Hakim, Savcının Bir Dediği Diğerini Tutmuyor Demek Ahmaklıktır. Aynen Öyle de İslam 1500 Senedir Kur’an-ı Kerim İle Kur’an-ı Kerim’den Önce Hz.Adem’e Kadar Ve Gene Kur’an-ı Kerim’den Sonra da Günümüze Kadar Gelen 1500 Senedir Her Konuya Temas Edilen, Her Meseleye Temellük Eden İlmi Bütün İlimleri İçinde Kuşatmış Büyük Bir Deryadır !... Haliyle Böyle Bir İlmin Meseleleri Değerlendirirken Alimlerinin Bu Engin Derinlikten İstifade Etmeleri Hem O Asra Hem Bu Asra Bakan Binlerce Zengin Mana Katmaktadır.

    Şimdi Konumuz Olan Bu Hadis-i Şeriften Hareketle :

    1. Mana : "Yedi" Den Maksadın, Bilinen 7 Sayısı Olmadığını; Bunun Çokluk, Kolaylık Ve Genişlik Mânasında (Araplardaki Kesret İfadesinin 7, 70 ,700 Gibi Olduğu Yani Bizdeki 100’Lerce Deyimine Denk Düştüğü Tüm Ehl-i İlim Tarafından Bilinen Bir )Kullanım Olduğunu İşin Ehli Olan Herkes Bilir. Yani Burada Ayetlerin Birden Çok Manaları Olduğu Kişinin İlmine Göre Fizikçininde , Geometrininde , Matematikçininde , Kimyacının da Hatta Sosyal Ve Sözel İlimlerinin Alimlerininde Aynı Ayet-i Kerimeden istifade Edip Kendi İlimleri Ve Kabiliyetleri Nispetinde Binlerce Mana Çıkarabileceklerini Söylemek Kur’an-ı Kerim’in Ne Büyük Bir Hakikat Olduğunun Gören Gözler İçin Ne Büyük Ve En Büyük Bir İspatıdır !...

    Misal : "Gökler Ve Yer Yedi Kattır. İmam Cafer Es-Sadık Da Şöyle Buyurmaktadır: "İmandan İnsanlara Yedi Derece Verilmiştir. Bir Verilenden İki Beklemeyin, İki Verilenden Üç Beklemeyin…" Yine, İnsanda Yedi Organ Vardır; Akıl, Kalb, Göz, Kulak, Burun ,Dil Ve Deri Gibi. İnsan Yedi Organı Üzerine Secde Eder; İki El, İki Ayak, İki Diz Ve Alın-Burun. Cehennem Yedi Derecedir; Cehennem, Leza, Hutame, Saîr, Sekar, Cahîm, Haviye Gibi. Cennetse Sekiz Katmandır. 7 Kat Gökler 7 Kay Yerler Ve Kur’an-ı Kerimin Özeti Hükmünde Olan 7 Ayet Yani Fatiha’da Belki de Bu 7 Manasını İçinde Barındırmakta Olabilir.

    Şu Kadar Ki, Merhum Elmalılı Hamdi Yazır'ın Da Açıkladığı Gibi, Kalb Bütün Organların Başı Durumundadır; Nitekim Bir Hadis-İ Şerifte De, "İnsanda Bir Et Parçası Vardır Ki, O İyi Olursa İnsan Da İyi, O Kötü Olursa İnsan Da Kötü Olur" Buyurulmuştur. Bu Bakımdan, Kur'an'ın Da 7, 70, 700… Manâ Katmanından Oluşması, Kur'ân'ın Yedi Harf Üzerine İndiği Hadisinin Bir Başka İzahı Olabilir." Buda İslam’ın Kur’an-ın Zenginliğidir !.. Mana Genişliğidir !...

    7 Rakamı İle : Bazıları Da, Burada ki Muradın 7 Olduğu Manasında, Olduğu Gibi Olduğunu Söylemişlerdir Ki, Âlimlerin Bir Kısmının da Görüşü Budur." Yani Meselenin Uzman Dekan, Prof, Doçentlerinin Yani "Âlimlerin Bir Çoğu İlimleri Nispetinde Kabiliyetleri Cihetinde Bir Bölümü de Yedi Harfin, Yedi Arap Lehçesi (Kureyş, Huzeyl, Sakif, Hevazin, Kinane, Temim Ve Yemen Kabilelerine Ait Lehçeler) Veya "Yedi ,Yetmiş,Yediyüz Vecih-Manası" Olduğunu Söylemişlerdir !..

    2. Mana Kimisi de Yedi Harften Zecr, Emr, Helal, Haram, Muhkem, Müteşâbih, Emsal Gibi Yedi Manaya İşaret Etmişler, Bazıları Da, Yedi Harf, Yedi Kıraattir Yani Okuma Şeklidir Demişlerdir. Bilindiği Gibi Muhtelif Kıraat­ler Sonradan Şayi Olmuştur. İslâm Bilginleri Arasında Revaç Bulan Görüş­lerden Biri De, Kur'ân-I Kerimin Yedi Harf Üzerine Nazil Oluşundan Maksat, Onun Yedi Lehçe Ve Yedi Lügat Oluşudur. Ekseri İlim Ehli, Yedi Harften Maksad, Yakın Manada Olan Muhtelif Lafızlardır Demişlerdir.

    3. Mana Yedi Harf Lafızdaki Değişikliktir, Manada İse Bir Değişiklik Yoktur. Bu Da, Kur'ân'ın Muayyen Yerlerindedir. Her Yerinde Veya Her Kelimesinde Böyle Bir Şey Bahis Konusu Değildir. Et-Taberi, Yedi Harf Üzerindeki İhtilaf Elfaz İhtilafı­dır Gibi, Bunların Manaları Birdir. Manada İhtilaf Yokki, Hükümlerde İhtilaf Olsun, Demektedir. Tahâvi, Müşkilu'l-Asâr Adlı Eserin­de, "Yedi Harf İnsanlar İçin Kur'ân'da Kendi Dillerinde Olmayan Kelimeleri Almakta Bir Genişliktir" Demektedir.

    Tarihsel Cihetiyle :

    Bu da Arap Yarımadası Ve Oradaki Toplumun Kullandığı Şive Ve Lehçe İle Alakalıdır !.. Birinci Asrın İlk Yarısından İtibaren Kureyş Lehçesinin Yayılması Arap Ve Arap Olmayan Müslüman Çocuklarının Bu Lehçe Üzerine Terbiye Edilmesiyle, Yedi Harf Meselesi Zaten Ehemmiyetini Kaybetmiştir.

    Lakin İlk Dönemlerde : El-Kurtubî Ve İbn Abdi'l-Berr, Şu Yedi Harf Davet Zaruretinden Dolayı Hususi Bir Vakte Mahsustur. (Yani Nasıl Tesettür Hükmünün “Manası” İtibariyle Herkes İçin Aynı Mana Ve Hükmü İçermesi Yani Başta Yüzün Ve Ellerin Ve Ayakların Haricindeki Bedenin Vücut Hatlarını Göstermeyecek Şekilde Örtünmesi Dinin Farzıdır Ama Uygulamada Kimisi Çarşaf, Kimisi Cilbap, Kimisi Ferace, Kimisi Pardesü, Kimisi Ruba, Kimisi de Bol Kıyafetler Giymesi Gibi Bulunduğu İklime Göre Yazlık Yerlerde Esas Kaide Olan Sınırların Örtünmesi Ve Bol Ve Tehşir Etmeyecek Kaidesine Uymak Şartı ile Ektavora Yakın Yazlık Yerlerdeki Tesettürle Kutuplardaki Tesettür Farklıdır Ama Manasıyla Aynıdır !... Aynen Öylede 7 Lehçe Ve Şive Bulunan Arap Yarım Adasında ki Müslümanlarında Kur’an-ı Kerimi Okuması Ve Yeni Yayılan Bu Dinin Emirlerine Muhatap Olabilmesi İçin Bu Şekilde Okumaya Muvakkaten (Geçici Bir Süre) Müsaade Edilmiştir. )

    Bu Zaruret Kalktığında da, Yedi Harfin De (Lehçe Ve Şivenin) Hükmü Kalkar Ve Kur'ân'ı Bir Harf Üzerine Okumak Âdet Olunur.." Günümüze de Bu Şekilde Gelir. Bu 7 Farklı Şiveyi Bilene de Okuyabilene de Neden Bu Şekilde Okudun Denilmez ! Çünkü Kur’an-ı Kerimden Asıl Murad İsm-i Harfin Arkasında ki Mana Harfini Okumak Anlamaktır. Siz; (Hızlı Git, Çabuk Git, Çabucak Git, Çarabuk Git , Hemen Git ,Hemencecik Git, Derhal Git,Tez Git,Koşarak Git,Uçarak Git, ) Dediğinizde de Nasıl Yazılanlar Farklı Ama Anlam Mana Kaybolmuyorsa 7 Farklı Lehçe Ve Kıraatta da Anlam Kaybolmamaktadır.

    İşte Bu Şekilde Mesele Tamam Olmuştur !...

    Bu Mesele İle İlgili :

    "Bize 21 Sahabiden Ulaşan Ve Sayısı 46'yı Bulan Hadislerde Rivayet Edildiğine Göre Kur'ân-I Kerim Yedi Harf Üzerine İnmiştir. Özellikle Ubey B. Ka'b Ve Ömer'den (R.A.) Rivayet Edilen Hadislerde Bu Durum Vurgulanmıştır. Nitekim Ubey B. Ka'b'ın Rivayet Ettiği Hadiste Belirtildiğine Göre Cebrail (A.S.) Rasulullah'a Üç Defa Gelmiş Ve Her Gelişinde Kur'ân'ın Bir, İki Ve Üç Harfle Okunuşuna İlişkin İlahi Emri Tebliğ Etmiştir. Rasulullah, Kur'ân'ın Üç Harfle Okunuşunun Bile Ümmete Zor Geleceğini Cebrail'e Bildirmesi Üzerine Melek Dördüncü Gelişinde Şöyle Demiştir: "Allah C.C. Sana Ümmetinin Kur'ân'ı Yedi Harf (Lehçe Kıraat- Veya Mana Hikme) Üzere Okumasını Emrediyor, Hangi Harfle Okurlarsa Doğruyu Bulmuşlardır."

    Yedi Harfin Ne Anlama Geldiği Ve Neye Delalet Ettiği Hususunda Âlimler Farklı Görüşler Öne Sürmüşlerdir. Konuyla İlgili Görüşleri 40'a Kadar Çıkaranlar Varsa Da Bunların Belli Başlıları Şunlardır:

    1) Yedi Harf Tabiri Kendi Başına Müşkil Bir Terimdir. Bu Kapalılık Hem Harf, Hem De Yedi Kelimesinden Gelmektedir. Çünkü Harf Kelimesi, Birçok Anlamlara Gelen Müşterek Bir Lafızdır. Yedi Rakamı İse, Bilinen Sayı Olduğu Gibi, Çokluktan Kinaye Olarak Kullanılabilir.

    2) Yedi Harf, Meşhur Yedi Lehçedir. Bu Lehçeler İse, Kureyş, Huzeyl, Sakif, Hevazin, Kinane, Temim Ve Yemen Kabilelerine Aittir.

    3) Yedi Harf, Kur'ân'ın Mutlaka Yedi Lehçe İle Değil, Yer Yer Farklı Lehçelerle Okunabileceğinin İfadesidir.

    4) Yedi Harf, Yedi Çeşit Kelamdır. Emir, Nehiy, Helal, Haram, Muhkem, Müteşabih Ve Emsal Gibi.

    5) Yedi Harf, Yedi Vecihtir. Yani Bir Şeyin Aynı Anlama Gelen Çeşitli Lafızlarla Söylenmesidir. "Akbil, Helümme, Teal" Lafızlarının "Gel" Anlamını İfade Etmesi Gibi.

    6) Yedi Harf, Kıraat İmamlarına Nisbet Edilen Yedi Kıraat Değildir.

    7) Yedi Harf, Kur'ân'ın Okunuşu Hususunda Yüce Allah C.C.'ın, Resulullah'ın İsteğini Kabul Ederek Kullarına Tanıdığı Bir Ruhsat, Kolaylık Ve Genişliktir.

    8) Yedi Harf, Kur'ân'daki Bazı Kelimelerin Okunuşlarında Görülen Bir Tür Çeşitliliktir. Bu Çeşitlilik Hiç Bir Zaman, Anlamda Herhangi Bir Çelişkiye Ve Farklılığa Sebep Olmamaktadır.

    Şimdi De Yedi Harf Uygulamasına İlişkin Bazı Örnekler Verelim: "Ekvemu Kîla" Ayetini "Esvebu Kîla" Şeklinde Okuyarak "Ekvemu, Esvebu Ve Ehbe'e" Kelimelerinin Aynı Anlama Geldiğini Belirtmiştir. Ömer (R.A.) "Fes'av" Kelimesini "Femdu" Biçiminde Okumuştur. Ebu'd-Derda "Taamu'l-Esîm" Kelimelerini Bir Türlü Okuyamayan Kimseye "Taamu'l-Facir" Okumasını Söylemişti. Ayette Geçen "Zehrafe" Kelimesinin Yerine İbn Mesud'un "Zehebe" Kıraatine Rastlanmıştır.

    Sonuç Olarak Yedi Harfle İlgili Şunu Söyleyebiliriz: Birinci Asrın İlk Yarısından İtibaren Kureyş Lehçesinin Ve Eğitiminin Yaygınlaşması Üzerine Yedi Harf Meselesi, Önemini Kaybetmiştir. Zaruretten Dolayı, Kısa Bir Süre İçin Ruhsat Olarak Getirilen Bu Uygulama Artık Sona Ermiştir. Bugün İse, İlmi Bir Mesele Olarak İncelenmekten Başka Bir Değeri Yoktur.

    Saygılarımla

    Ebu Bekir.

    Admin Bu Gönderiyi Beğendi


      Forum Saati Ptsi Nis. 29 2024, 16:18